Alma Verme Dengesi Olarak Adlandırılan Uyumlama ve Eğitim Ücretleri

❓ Talepler üzerine, Uyumlama ve Eğitim vermeye karar verdim. Alma verme dengesi açısından bunun mutlaka bir ücret karşılığında mı yapılması gerekir?

✅ Adına ‘alma-verme dengesi’ denmiş ama aslında çok daha geniş bir konu.. Ama özetle, hem eğitim sürecinde harcadığınız emek ve zaman, hem de bu düzeye kadar gelirken, ödediğiniz maddi manevi bedeller adına ücret talep etmeniz gerekiyor. Siz helal etseniz bile, o kişi üzerinde bu bir yük olarak kalıyor. ‘Veren el alan elden üstündür’ misali, hep alan el olmak istemese de aşağıya çeker insanı!

Bir çok yönünden biri de, ödenen bedel ne kadar yüksek ise, ona verilen değer ve hali ile verim de o kadar yüksek oluyor.

Size kişisel bir örnek vereyim;
Kardeşim, genellikle yabancı müşterilere şifa uygulamaları yapar. Tatile geldikleri zaman bir arada, ülkelerine döndükleri zaman da uzaktan.. oldukça iyi bir şifa uygulayıcısıdır. Kardeş olarak, aramızda hiç bir zaman maddiyat söz konusu olmadı. Kişisel olarak da talep edemem ama O, benim kanallığım ile aldığı tüm uyumlama ve eğitimlerin karşılığını fazlası ile ödemek istedi. Öyle de yaptı. Dediğim gibi, görünürde maddi bir ücret olsa da konu aslında maddiyatın tamamen dışında. O da bunun farkına varmış olmalıydı ki, bu bilinci yakaladığı için, üzerindeki manevi yükten de bağımsız, çalışmalarını en verimli şekilde devam ettiriyor.

❓Enerji uyumlamasını sistem kurucusunun belirlediği fiyatın altında almak o enerjinin verimli olmamasına sebep olabilir mi? Yani belirlenen fiyatın altında yapılan uyumlama enerjinin çalışmama sebebi olabilir mi?

Alma- verme dengesini korumak için bir kuruş hatta her hangi bir iyilik yapmak bile yeterliyken bana saçma geldi.

✅ Enerjinin çalışıp çalışmamasında ücretlendirmenin her hangi bir fonksiyonu olmaz. Ücretsiz de paylaşılsa, adapte olunabilen enerjilere en iyi şekilde kanallık edebiliriz.

Sistem Kurucularının, en az şu kadar, diye ücretlendirme belirtmelerinin asıl amacı; alınan hizmet için belli bir bedel ödenerek, ona sahip çıkılması, önemsenmesidir. Haklılar da! İstisnalar olsa da büyük bir çoğunluğumuz, hiç bir bedel ödemediklerimize, yüksek bedeller ödeyerek sahip olduklarımız kadar önem vermeyiz. İnsanın doğası bu. Ayrıca, herhangi bir enerji, çoğunluk tarafından sıradan görülür ve gerekli değer verilmez ise (ortak bilinç alanında ve beyin dalgalarının ortak alana etkisi ile) o şifa enerjisinin bütünsel etkisi azalır.

Alma verme dengesi biraz yanlış anlaşılıyor sanırım.

Şifa ya da eğitim alınan kişinin, yılların tecrübesi ve bu tecrübeyi edinmek için tükettiği zaman ve emek, eğitim sürecindeki mali giderleri, yine emeği ve tükettiği zamanı, alıcı üzerinde bir hak oluşturur. Bu hak helal edilse dahi, ya da dense ki; ”ihtiyacı olan bir yere bağışta bulun”, yine de evrensel planda alan kişi üzerinde bir yük oluşturur. ”Veren el alan elden üstündür”, misali..

Bu arada, uçuk kaçık fahiş olan ücretlendirmeler tamamen konumuzun dışında.

Genel olarak; Ücretlendirmeler ise, Eğitmenin tükettiği emek ve zamana göre belirlenir. Standart bir sisteminiz varsa ücretlendirmeleri de standart yapabilirsiniz. Kişiye göre farklı programlar yaparak her biri için ayırdığınız zamana göre ücretlendirme yapabilirsiniz.

Örneğin; sheepha.com’da Standart olarak oturmuş bir sistemdeki ücretlendirmeleri biliyorsunuz. Ancak kişiye özel, oluşturduğum programlarda, sesli, görüntülü etkileşimli, eş zamanlı yapılan destekleyici çalışmalar vs. programın içeriği ve genişliğine göre, bu standart ücretlendirmelerin 10-15 katına da çıkabiliyor.
Standart bir eğitimin toplamında 2 saatinizi alıyorsa ve ücretlendirme örneğin 200 birim olarak belirlemişseniz, toplamda 20-30 saatinizi alan bir eğitim programı için 2bin-3bin birim olarak belirlersiniz.

Yani, emeğiniz ve zamanınız için belirlenen ücretlendirmelerin, enerjini adı ile ya da özelliği ile ilgisi olmaması gerekiyor. Burada enerjiye ya da uyumlanmış olmaya değil, birim zamanda harcanan emek için ödeme yapılıyor.

Konuyu, gündelik hayattan bir örnek ile toparlayacak olursak;

Kendinizin, ailenizin, evinizin gündelik temel ihtiyaçları ve temizlik işleri vardır. Varsayalım ki, bütün bunlardan Siz sorumlusunuz. Ailedeki her bir bireyin çamaşırı, bulaşığı, yemeği, evin genel temizliği vs. .. Ve büyüyen çocuklarınıza da bunları nasıl yapacaklarını öğretmek gibi bir sorumluluk.

Kendi sorumluluklarınızı yerine getirdikten sonra, ailenizin dışında başka insanların ya da ailelerin, çamaşırlarını, bulaşığını yıkayıp, ev temizliklerini yapıyorsunuz. Yemeklerini yapıyorsunuz. Ve o aileye ya da orada yaşayan bir insana bütün bunların nasıl yapılacağını öğretiyorsunuz. Yani, kendi sorumluluklarınızın dışında, başka bir yerlere emeğinizi ve zamanınızı harcıyorsunuz.

Hiç bir bedel almadan amme hizmeti yapsanız bile, bunu kendi sorumluluklarınızı ihmal etmeden yapmanız gerekiyor. Ya da aldığınız bedeli, sorumlu olduğunuz alana kanalize gerekiyor.

Kendi sorumluluklarınızı yerine getirdikten sonra, kalan zamanınızda başkalarının evlerini de temizleyebilirsiniz. Bunu profesyonel bir iş (meslek) olarak yapabilirsiniz. Yada amatör veya hobi olarak yapabilir; Emekleriniz ve tüketilen zamanınız için hakkımı helal ediyorum da diyebilirsiniz ya da bir yerlere benim adıma iyilik yap da diyebilirsiniz. Bu tamamen Sizin tercihiniz.

Şimdi bu gündelik sürece, enerjisel bakım ve temizlik açısından bakalım. Şifa enerjilerine, sanki maneviyat ile ilgiliymiş gibi bakılır, oysa bir sağlık çalışanının yaptığı iş ne ise, aynı şekilde enerjisel düzeyde yapılan şifa uygulamaları da aynı şeydir. Maaş almadan çalışan bir sağlık personeli gördünüz mü? Ya da ”ben gönüllü sağlık hizmeti veriyorum, Emeğimin karşılığını (üzerinizde olan hakkımı) başka bir yerlere iyilik yaparak ödeyebilirsiniz.” diyen birini…

Yorum bırakın

Shopping Cart